AB'de Yoksulluk Alarmı: Hangi Ülkeler En Riskli? Şok Veriler!
Gündem

AB'de Yoksulluk Alarmı: Hangi Ülkeler En Riskli? Şok Veriler!


30 April 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 23 May 2025

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan son veriler, Avrupa Birliği (AB) genelinde yoksulluk ve sosyal dışlanma riskinin ne denli ciddi boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. 2024 yılına ait verilere göre, AB nüfusunun %21'i, yani yaklaşık 93,3 milyon kişi, yoksulluk veya sosyal dışlanma tehdidi altında yaşıyor. Bu durum, her beş AB vatandaşından birinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı veya toplumun genelinden dışlandığı anlamına geliyor. Rakamlar, üye ülkeler arasında büyük farklılıklar olduğunu gösterirken, özellikle bazı ülkelerdeki yüksek yoksulluk oranları dikkat çekiyor.

Yoksullukta Zirvede Hangi Ülkeler Var?

Eurostat verilerine göre, Bulgaristan %30,3'lük oranla AB'de yoksulluk riskinin en yüksek olduğu ülke konumunda. Onu, %27,9 ile Romanya ve %26,9 ile Yunanistan takip ediyor. İspanya ve Litvanya ise %25,8'lik oranla listede dördüncü sırada yer alıyor. Bu ülkelerdeki yüksek yoksulluk oranları, ekonomik zorluklar, işsizlik ve sosyal destek sistemlerindeki yetersizlikler gibi çeşitli faktörlerle ilişkilendiriliyor.

Diğer yandan, Çekya %11,3'lük oranla AB'de yoksulluk riskinin en düşük olduğu ülke olarak öne çıkıyor. Slovenya %14,4, Hollanda %15,4, Polonya %16 ve İrlanda %16,7'lik oranlarla listenin alt sıralarında yer alıyor. Bu ülkelerdeki daha düşük yoksulluk oranları, güçlü sosyal güvenlik ağları, istikrarlı ekonomik büyüme ve eğitim fırsatlarına erişim gibi faktörlerle açıklanabilir.

Büyük Ekonomilerdeki Durum Nasıl?

AB'nin en büyük ekonomilerinde de yoksulluk oranları dikkat çekiyor:

  • Almanya: %21,1
  • Fransa: %20,5
  • İtalya: %23,1

Bu rakamlar, Avrupa'nın lokomotif ülkelerinde bile yoksulluk sorununun önemli bir boyutta olduğunu gösteriyor. Özellikle İtalya'daki yüksek yoksulluk oranı, ülkenin ekonomik zorlukları ve işsizlik sorunlarıyla başa çıkmakta zorlandığını ortaya koyuyor.

AB Komisyonu yetkilileri, özellikle enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin bu tabloyu daha da kötüleştirebileceği uyarısında bulunuyor. Enerji fiyatlarındaki artış, gıda enflasyonu ve konut maliyetlerindeki yükseliş, özellikle dar gelirli aileleri olumsuz etkiliyor. Bu durum, yoksullukla mücadele politikalarının daha da önem kazanmasına neden oluyor. Uzmanlar, sosyal politikaların gözden geçirilmesi ve yoksullukla mücadele programlarının artırılması gerektiğini vurguluyor.

Eurostat verileri, pandemi sonrası ekonomik toparlanmanın AB ülkeleri arasında eşitsiz dağıldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle gençler, yaşlılar ve tek ebeveynli ailelerin bu riskten daha fazla etkilendiği belirtiliyor. Bu gruplara yönelik özel destek programlarının geliştirilmesi ve işgücü piyasasına katılımlarının teşvik edilmesi, yoksullukla mücadelede önemli bir rol oynayabilir.

Avrupa Birliği'ndeki yoksulluk sorunu, sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, sosyal adaletsizlik ve eşitsizlik gibi daha geniş kapsamlı sorunları da beraberinde getiriyor. Yoksulluk, insanların eğitim, sağlık, barınma ve diğer temel hizmetlere erişimini kısıtlayarak, toplumun genel refahını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, yoksullukla mücadele, sadece hükümetlerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olarak görülmeli ve bu konuda somut adımlar atılmalıdır.