Yunanistan'da yayımlanan Grek Times adlı dergide, Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik ağır hakaret içeren bir yazı büyük tepkilere yol açtı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın yıl dönümünde yayımlanan bu skandal yazı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu ve ulusal kurtuluş savaşını hedef alarak 'soykırım' ifadesini kullanırken, Atatürk'e ve ailesine yönelik ahlak dışı ithamlarda bulundu.
Balkan Türklerinden Sert Tepki
Söz konusu yazıya özellikle Balkan ve Rumeli Türk derneklerinden büyük tepki geldi. Dernekler, geçtiğimiz haftalarda Bulgaristan Devlet Radyosu'nda (BNR) iki programcının Türklere yönelik hakaret içeren sözlerini hatırlatarak, Türkiye'ye ve Türklüğe yönelik saldırıların son aylarda arttığına dikkat çekti. Balkan Türkleri, bu tür provokatif eylemlerin arkasında organize bir kampanya olup olmadığını sorguluyor.
Dernek temsilcileri yaptıkları açıklamada, "Bu türden nefret söylemleri kabul edilemez. Avrupa'nın göbeğinde, farklı etnik ve dini gruplara karşı ayrımcılık yapılması, Avrupa değerlerine aykırıdır. Bu tür olayların tekrarlanmaması için yetkilileri göreve çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Venizelos'un Mirası Unutuldu mu?
Yunan medyasındaki bu hakaret ve iftiralar, modern Yunanistan'ın kurucu önderlerinden Elefterios Venizelos'un Atatürk'e yönelik yaklaşımını akıllara getirdi. Venizelos, 1934 yılında Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermişti. Bu durum, Yunanistan'da Venizelos'un vizyonunun unutulup unutulmadığı sorusunu gündeme getirdi.
Venizelos'un Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermesi, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açma arzusunun bir göstergesiydi. O dönemde, Venizelos'un bu adımı büyük takdir toplamış ve iki ülke arasındaki dostluğun sembolü haline gelmişti. Ancak, günümüzde yaşanan bu tür olaylar, o dönemdeki olumlu atmosferin ne kadar değiştiğini gözler önüne seriyor.
Peki, Venizelos Atatürk'ü neden Nobel'e aday göstermişti? İşte bazı olası sebepler:
- Barışçıl Dış Politika: Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi, Venizelos'un takdirini kazanmış olabilir.
- Türkiye-Yunanistan Yakınlaşması: İki lider, Lozan Barış Antlaşması sonrası ilişkileri normalleştirme çabası içindeydi.
- Bölgesel İstikrar: Atatürk'ün liderliğindeki Türkiye, bölgede istikrar unsuru olarak görülüyordu.
Yunanistan'daki bu üzücü olay, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Geçmişte yaşanan acıların unutulmaması ve geleceğe daha umutla bakabilmek için, bu tür provokasyonlara karşı sağduyulu bir duruş sergilemek gerekiyor. Umuyoruz ki, iki ülke arasındaki diyalog yeniden tesis edilir ve Venizelos'un vizyonu yeniden canlanır.
