17 Mayıs 2025 Cumartesi

Celal Şengör'e Hapis Şoku! O Sözler Başına Bela Oldu!

Ünlü Jeolog Prof. Dr. Celal Şengör, sosyal medyada yayılan bir video kaydındaki sözleri nedeniyle zor günler yaşıyor. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Şengör'ün "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçundan yargılanmasının önünü açtı. Şengör'ün 2 yıla kadar hapis cezası alması isteniyor. Peki, bu beklenmedik gelişmenin ardında yatan sebepler neler?

İddianameye Konu Olan Olay Video

İddianamede, 20 Kasım 2024 tarihinden önce kaydedildiği ve sosyal medyada hızla yayıldığı belirtilen bir video içeriği soruşturmanın fitilini ateşledi. Söz konusu videoda, Celal Şengör'ün Türk milletinin zekasına yönelik ifadeleri yer alıyor. Savcılık, bu ifadelerin aşağılayıcı ve küçük düşürücü nitelikte olduğunu değerlendirerek iddianame hazırladı.

Celal Şengör Ne Dedi? Savunması Ne Olacak?

Henüz Celal Şengör'den konuyla ilgili resmi bir açıklama gelmedi. Ancak, Şengör'ün mahkemede nasıl bir savunma yapacağı merak konusu. Daha önceki açıklamalarında düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen Şengör'ün, bu kez nasıl bir strateji izleyeceği yakından takip edilecek. Savunmasında sözlerinin bağlamından koparıldığını veya yanlış anlaşıldığını iddia etmesi bekleniyor. Bu süreçte Şengör'ün avukatları, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı gibi argümanları öne sürebilirler.

Türkiye'de İfade Özgürlüğü ve Sınırları

Celal Şengör'e yönelik bu iddianame, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. İfade özgürlüğünün sınırları, özellikle kamuoyunu yakından ilgilendiren isimlerin açıklamaları söz konusu olduğunda daha da önem kazanıyor. Bu durum, Türkiye'deki hukuk sistemi ve yargı kararları açısından önemli bir sınav niteliği taşıyor. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olmasına rağmen, nefret söylemi, hakaret ve aşağılama gibi unsurları içermesi durumunda yasal sınırlamalara tabi tutulabiliyor.

Celal Şengör'ün yargılanma süreci, hem hukuk çevreleri hem de kamuoyu tarafından yakından izlenecek. Bu dava, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarına yeni bir boyut kazandırırken, benzer durumlarda emsal teşkil edebilecek kararların alınmasına da zemin hazırlayabilir. Sonuç ne olursa olsun, bu süreç, toplumun farklı kesimlerinin ifade özgürlüğü konusundaki hassasiyetlerini ve beklentilerini ortaya koyması açısından önemli bir fırsat sunuyor.

İlgili Haberler