İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında şok edici detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri ve tanık beyanları, olayın vahametini gözler önüne seriyor. Soruşturmanın en dikkat çekici noktalarından biri ise, iddialara göre belediyeye ait cenaze aracıyla sınıra para taşınması ve bu paranın Atina'da bir banka hesabına yatırılması.
İhalelerde Usulsüzlük İddiaları
Soruşturma, İBB tarafından gerçekleştirilen ihalelerde usulsüzlük yapıldığı, reklam alanlarının izinsiz kullanıldığı ve bu yolla kamuya büyük miktarda zarar verildiği iddiaları üzerine başlatıldı. Müşteki Sedat K.'nın şikayet dilekçesinde yer alan iddialar, soruşturmanın derinleşmesine yol açtı. Dilekçede, bazı şirketlere usulsüz avantaj sağlandığı, yönetmeliğe aykırı uygulamalara göz yumulduğu ve bu yolla 260 milyon 755 bin 555 lira kamu zararı oluşturulduğu öne sürülüyor.
Şüphelilerden Çakılcıoğlu ifadesinde, İBB'ye ait hiçbir ihaleye katılmadığını belirtse de, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetmedi. Reklam ünitelerinin izinsiz kullanımına göz yumulması ve üçüncü bir şirkete para aktarımı suçlamalarını ise kabul etmedi.
Vaniköy'deki Kaçak Villa Olayı ve Atina Bağlantısı
Soruşturmanın seyrini değiştiren önemli bir detay ise, Vaniköy'deki kaçak villa olayı oldu. Tanık T.E.'nin ifadesine göre, bu olayda belediyeye 10 milyon dolara yakın rüşvet verildi. İddiaya göre, bu rüşvetin bir kısmı, Zeytinburnu Belediye Başkan adayı Onur Soytürk aracılığıyla Atina'da bir banka hesabına yatırıldı. Tanık ifadesinde, "Parayı sınıra kadar belediyenin cenaze aracıyla taşımışlar" şeklinde şok edici bir iddiada bulundu.
Soytürk ise bu iddiaları kesin bir dille yalanladı. Kayınpederinin Atina'da hiç bulunmadığını ve kendisinin de Atina'da bir banka hesabının olmadığını belirtti. Ancak, tanık ifadesinde yer alan bu çarpıcı detay, soruşturmanın seyrini tamamen değiştirdi ve olaya uluslararası bir boyut kazandırdı.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer şüpheliler de suçlamaları reddetti. Kültür AŞ çalışanı Metin Bal, yasa dışı reklam tahsisleriyle kamuya zarar verildiği iddialarına ilişkin bilgisinin olmadığını savundu. İhale süreçlerinde görev almadığını ve herhangi bir yolsuzluk faaliyetine dahil olmadığını belirtti.
İBB'deki yolsuzluk soruşturması, sadece Türkiye'nin değil, uluslararası kamuoyunun da dikkatini çekmiş durumda. Cenaze aracıyla para taşınması ve Atina'da bir banka hesabına para yatırılması iddiaları, olayın vahametini ve karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte, yeni detayların ortaya çıkması ve olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması bekleniyor.
Soruşturmanın sonucunda, İBB'deki yolsuzluk iddialarının gerçek olup olmadığı, kamu zararının boyutu ve sorumluların kimler olduğu netleşecek. Bu süreç, sadece İBB'nin değil, tüm yerel yönetimlerin şeffaflığı ve hesap verebilirliği açısından önemli bir sınav olacak.
