Ekrem İmamoğlu'nun 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle başlayan süreçte, Met-Gün İnşaat'ın İBB'nin kredisine haciz koydurması ve bu konudaki haberlere erişim engeli getirilmesi tartışma yarattı. Olay, "kamu güvenliği" gerekçesiyle sansürlenmesiyle yeni bir boyut kazandı. Peki, bu durum ne anlama geliyor?
İBB Kredisine Haciz ve Ardından Gelen Sansür
İddiaya göre, Met-Gün İnşaat, İBB'den alacaklarını tahsil etmek için 2020'de harekete geçerek, belediyenin metro projesi için yurt dışından sağladığı 565 milyon TL'lik krediye ihtiyati haciz koydurdu. Bu durum kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Met-Gün İnşaat'ın "kişilik haklarının zedelendiği" gerekçesiyle haberlere erişim engeli talep etmesi ve bu talebin kabul edilmesi dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi'nin ilgili düzenlemeyi iptal etmesine rağmen, Met-Gün İnşaat'ın yeniden içerik çıkarma kararı alması, olayın karmaşıklığını artırdı.
BTK tarafından iletilen kararda, erişim engelinin 5651 sayılı kanunun 8/A maddesi uyarınca alındığı belirtildi. Bu madde, kamu güvenliğini etkileyen durumları düzenliyor. Bu durum, bir usulsüzlük haberinin nasıl olup da milli güvenlik sorunu olarak değerlendirildiği sorusunu akıllara getirdi.
- Haciz kararı alan şirket: Met-Gün İnşaat
- Haczedilen kredi miktarı: 565 Milyon TL
- Erişim engeli gerekçesi: Kamu Güvenliği
Hukukçulardan Tepki: "Sansür Milli Güvenlik Kılıfında"
Hukukçu Yaman Akdeniz, kararı eleştirerek, "Kişilik hakları ihlali ile ilgili hüküm iptal edildikten sonra, çözüm 'milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması'. Bir başka deyişle, [ilgili] yazı ve Met-Gün inşaat ile ilgili diğer haberler milli güvenliği ve kamu düzenini korumak için sansürlenmiş oldu" yorumunu yaptı. Bu yorum, olayın ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü açısından taşıdığı risklere dikkat çekiyor.
Bu olay, Türkiye'de kamuoyu bilgilendirme hakkının ve basın özgürlüğünün sınırlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Bir yandan kamu yararını ilgilendiren bir usulsüzlük iddiası, diğer yandan kişilik haklarının korunması ve kamu güvenliği gerekçesiyle getirilen sansür... Bu dengeyi kurmak, hukuk devletinin en önemli sınavlarından biri olmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun İBB başkanlığı döneminde yaşanan bu olay, sadece bir haciz ve erişim engeli vakası olmanın ötesine geçerek, Türkiye'deki hukuk sistemi, ifade özgürlüğü ve kamuoyu bilgilendirme hakkı arasındaki hassas dengeyi gözler önüne seriyor. Olayın yankıları ve hukuki süreçleri yakından takip edilmeye devam edecek.