
İris Mozalar Davası: LGBTİ+'ya Yargı Baskısı mı? Şok Detaylar!
LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar, Feminist Gece Yürüyüşü'nde gözaltına alınmasının ardından "Cumhurbaşkanına hakaret" ve 2911 Sayılı Kanun'a muhalefet suçlamalarıyla yargılanıyor. Mozalar, yaşadığı yargı tacizini ve LGBTİ+ hareketine yönelik artan baskıları değerlendirdi. Dava, 2 Aralık'ta İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Bu dava, sadece İris Mozalar'ın değil, tüm LGBTİ+ hareketinin ve feminist hareketin geleceği açısından kritik bir öneme sahip.
İris Mozalar'a Yönelik Suçlamalar Neler?
İddianamede, yürüyüşte atılan sloganlar ve LGBTİ+ bayrağı taşınması suç unsuru olarak gösteriliyor. Özellikle "Trans cinayetleri politiktir" sloganı ve LGBTİ+ bayrağı taşınması vurgulanıyor. Mozalar, bu sloganı öldürülen trans kadınların anısına attığını belirtiyor ve şöyle diyor: "Hande Kader'in katilleri bulunmadığı halde, ben bu sloganı attığım için yargılanıyorum." Mozalar, bu durumun bir ironi olduğunu ve sanık kürsüsünde kadın katillerinin olması gerektiğini ifade ediyor.
- "Trans cinayetleri politiktir" sloganı
- "İnadına isyan, inadına özgürlük" sloganı
- "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa" sloganı
- "Jin jiyan azadî" sloganı
- LGBTİ+ bayrağı taşımak
LGBTİ+'lara Yönelik Artan Baskılar
İris Mozalar, LGBTİ+'ların gündelik yaşamda karşılaştığı zorluklara dikkat çekiyor. "Bu yıl 'Aile Yılı' ilan edildi ve bunun somut nefret çıktısı olan 11. Yargı Paketi dolaşıma sokuldu." diyen Mozalar, bu paketin transları ve varoluşlarını hedef aldığını belirtiyor. Devletin çizdiği ahlak ve cinsiyet normlarına uymayan herkesin etkileneceğini ve toplumun denetim altında tutulmak istendiğini vurguluyor. Özellikle trans kadınlara yönelik polis şiddetinin arttığını ve bunun toplumda yükselen transfobiyle bağlantılı olduğunu ifade ediyor.
Feminist Hareket Yargılanıyor mu?
İris Mozalar, davanın sadece kendisiyle ilgili olmadığını, Feminist Gece Yürüyüşü'nün ve feminist hareketin de yargılandığını söylüyor. "Benim üzerimden Feminist Gece Yürüyüşü'nü, feminist hareketi de yargılıyorlar." diyen Mozalar, bunun translara yönelik nefretin ve yok etme politikasının bir sonucu olduğunu belirtiyor. Bu davanın, feminist hareketin gördüğü ilk dava olmadığını ve muhtemelen son da olmayacağını ekliyor.
İris Mozalar'ın davası, Türkiye'de LGBTİ+ hakları ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Dava sonucu, LGBTİ+ hareketine yönelik yargı baskısının artıp artmayacağını gösterecek. Mozalar ve destekçileri, 2 Aralık'ta İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi önünde bir araya gelerek davayı takip edecekler. Bu dava, sadece İris Mozalar'ın değil, tüm LGBTİ+ bireylerin ve hak savunucularının geleceği için büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, susmak onaylamak demektir. Bu nedenle, LGBTİ+ hakları için sesimizi yükseltmeye devam etmeliyiz.














