
Kayıplar Nerede? Cumartesi Anneleri'nin Adalet Çığlığı!
Türkiye'nin en uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemlerinden biri olan Cumartesi Anneleri, Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası'nda bir araya geliyor. Yıllardır Galatasaray Meydanı'nda kayıp yakınlarının akıbetini soran anneler, bu hafta boyunca düzenleyecekleri etkinliklerle seslerini duyurmaya devam edecek. "Kayıplar nerede?" sorusu, bir kez daha meydanlarda yankılanacak.
Cumartesi Anneleri'nin 30 Yıllık Adalet Arayışı
27 Mayıs 1995'te Galatasaray Meydanı'nda başlayan bu anlamlı direniş, Türkiye'deki insan hakları hareketinin sembolü haline geldi. Annelerin talepleri netti: Gözaltında kayıpların son bulması, kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması ve cezasızlık politikasının ortadan kaldırılması. Aradan geçen 30 yıla rağmen, bu talepler hala güncelliğini koruyor.
Cumartesi Anneleri'nin mücadelesi sadece Türkiye ile sınırlı değil. Arjantin'deki Plaza de Mayo Anneleri gibi dünyanın farklı köşelerinde benzer acıları yaşayan annelerle dayanışma içinde oldular. Bu annelerin sıcaklığı ve dostluğu sınırları aşarak birbirlerine güç veriyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD),mücadele haftası vesilesiyle yaptığı açıklamada adalet, hakikat ve barış vurgusu yaptı. Açıklamada, gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması, fail ve sorumluların hesap vermesi gerektiği belirtilirken, gözaltında zorla kaybetmenin Türk Ceza Kanunu'nda insanlığa karşı suç olarak tanımlanması gerektiği de vurgulandı.
Galatasaray Meydanı: Bir Hafıza Mekanı
Cumartesi Anneleri'nin 700. hafta ile 1000. hafta arasında yaşadığı polis şiddeti, hafızalara kazınan acı bir gerçek. Meydanın tüm Cumartesi Anneleri/İnsanları’na sınırsız açılmaması, Anayasa’da ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan toplantı ve gösteri hakkının hâlâ etkili bir biçimde kullanılamamasının bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Zorla kaybedilmenin kaynağı, diğer tüm ihlaller gibi silahlı çatışmalar ve savaşlardır. Bu nedenle, kalıcı bir barışın yaşamsallığının altını çizmek gerekiyor. Türkiye’de zorla kaybedilmelerin en yoğun yaşandığı 1993-1995 yıllarının, silahlı çatışmaların da arttığı bir dönem olması tesadüf değil.
Sevgi ve Kararlılıkla Adalete Ulaşmak
Meksikalı anne Diana Iris García'nın sözleri, bu mücadelenin özünü yansıtıyor: "Bu mücadele sevgi ile yürütülüyor ve bizi, mücadelemizi ayakta tutan da bu sevgi." Cumartesi Anneleri, sevdiklerini bulup hakikati ortaya çıkarana ve adaleti sağlayana kadar insan hakları mücadelelerine devam edecek.
Her Cumartesi Galatasaray Meydanı'na bırakılan karanfillerin kokusu, zorla kaybedilenlere ulaşıyor. Bu karanfiller, sadece birer sembol değil, aynı zamanda adalete olan inancın ve kararlılığın bir ifadesi.
- Gözaltında kayıpların son bulması
- Kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması
- Cezasızlık politikasının ortadan kaldırılması
Unutmayalım ki, kaybedilen her can, bir insanlık suçudur. Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışına destek olmak, hepimizin sorumluluğundadır.










