
Savcıya Suikast Tehdidi! İpekçi ve Papa Suikastleri mi İşin İçinde?
İstanbul'da yürütülen bir soruşturma kapsamında, savcı Yavuz Engin'e yönelik suikast tehdidi iddiası gündeme bomba gibi düştü. İddialara göre, "Silahlı Hafiyelik Örgütü" olarak nitelendirilen bir çete, savcıyı İpekçi ve Papa suikastleriyle tehdit etti. Bu şok edici gelişme, soruşturmanın seyrini tamamen değiştirecek gibi görünüyor.
Tehdidin Boyutu ve İçeriği
İddiaya göre, Avukat Aylin Arslantatar, Savcı Yavuz Engin'i arayarak istihbaratçıların ve işinsanlarının bulunduğu bir ortamda, Engin'e yönelik suikast planlaması yapıldığını bildirdi. Arslantatar, 17 yaşında bir tetikçinin tutulduğunu ve Tuğçe Toptemel'in tahliye edilmemesi halinde suikastın gerçekleştirileceğini söyledi. Tehdidin boyutu bununla da sınırlı kalmadı. Savcı Engin'in Ankara'da yaşayan kız kardeşinin de hedefte olduğu bilgisi verildi. Aynı görüşmede, savcının özel hayatına ilişkin birçok fotoğraf ve görüntünün ellerinde olduğu, yakın arkadaşlarının da takibe alındığı belirtilerek, "Ne olur Yavuz, hayatta kalmak istiyorsan dediklerini yap, kendi canından korkmuyorsan bile eşin, çocuğun, ailen var" şeklinde tehditler savruldu.
"Silahlı Hafiyelik Örgütü" Kimdir?
"Silahlı Hafiyelik Örgütü" olarak nitelendirilen bu çete hakkında henüz net bilgiler bulunmamakla birlikte, örgütün bebek ölümleriyle suçlanan "Yenidoğan Çetesi" ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Örgütün, derin devlet bağlantıları olduğu ve geçmişte birçok karanlık olaya karıştığı da öne sürülüyor. Savcıya yönelik tehditte, "Bunlar dünyanın bir numaralı ismine suikast yapmış adamlar" ifadesinin kullanılması, örgütün ne kadar tehlikeli olabileceğine dair önemli bir ipucu veriyor.
Olayın Muhtemel Sonuçları
Savcıya yönelik bu suikast tehdidi, yargı camiasında büyük bir yankı uyandırdı. Soruşturmanın selameti ve savcının güvenliği için gerekli tüm önlemlerin alındığı belirtildi. Bu olay, Türkiye'deki organize suç örgütlerinin ne kadar pervasız olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Umarız ki, bu tehdidin arkasındaki tüm gerçekler ortaya çıkarılır ve sorumlular en ağır şekilde cezalandırılır. Bu tür olaylar, hukukun üstünlüğüne olan inancı sarsmakta ve toplumda güvensizlik ortamı yaratmaktadır. Yetkililerin bu konuda titizlikle çalışması ve adaletin sağlanması büyük önem taşımaktadır.












