Trump'ın Gazze Planı: Açık Çek mi, Soykırım Maskesi mi?
Gündem

Trump'ın Gazze Planı: Açık Çek mi, Soykırım Maskesi mi?


01 October 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 01 October 2025

Beyaz Saray'ın sunduğu "Gazze Planı," Trump ve Netanyahu ortaklığında sunulan, içi boş vaatlerle dolu bir senaryo mu? Esirler üzerinden yürütülen bu 20 maddelik paket, asıl amaçları gizleyen bir oyunun parçası mı? "Kademeli çekilme" vaatleriyle soykırımı normalleştirmeye çalışanlara karşı uyanık olmak gerekiyor.

Gazze Planı: Vaatler ve Gerçekler

Gazze Planı'nın detaylarına baktığımızda, ilk göze çarpan şey, somut çözümlerden ziyade genel ifadelerle dolu olması. Plan, bölgedeki insani krizi çözmek, yeniden yapılanmayı desteklemek ve kalıcı bir barış ortamı sağlamak gibi iddialı hedefler içeriyor. Ancak, bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair net bir yol haritası sunulmuyor. Planın en çok eleştirilen noktalarından biri, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukasının ve askeri operasyonlarının nasıl sonlandırılacağına dair somut adımlar içermemesi. Bu durum, planın sadece mevcut durumu meşrulaştırmaya yönelik bir girişim olduğu eleştirilerine yol açıyor.

Planın diğer tartışmalı yönleri ise şunlar:

  • Ekonomik Yardım Vaatleri: Plan, Gazze'nin yeniden inşası için büyük miktarda ekonomik yardım vaat ediyor. Ancak, bu yardımların nasıl dağıtılacağı, hangi koşullarda sağlanacağı ve kimler tarafından denetleneceği belirsiz. Geçmişte yapılan yardımların önemli bir kısmının yolsuzluk ve kötü yönetim nedeniyle amacına ulaşmadığı düşünüldüğünde, bu konuda şeffaf bir mekanizma oluşturulması büyük önem taşıyor.
  • Siyasi Çözüm Önerileri: Plan, Filistinliler ve İsrailliler arasında kalıcı bir barışın sağlanması için siyasi müzakerelerin yeniden başlatılmasını öngörüyor. Ancak, müzakerelerin hangi temel üzerinde yürütüleceği, hangi tarafların temsil edileceği ve hangi garantilerin verileceği gibi kritik sorular cevapsız kalıyor. Özellikle, İsrail'in yasa dışı yerleşim politikalarına devam etmesi ve Filistin devletinin tanınması konusundaki çekinceleri, müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanma ihtimalini artırıyor.
  • Güvenlik Düzenlemeleri: Plan, Gazze'nin güvenliğinin sağlanması için bir dizi düzenleme öngörüyor. Ancak, bu düzenlemelerin nasıl uygulanacağı, kimler tarafından denetleneceği ve Filistinlilerin haklarını nasıl koruyacağı belirsiz. Özellikle, İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri operasyonlarının devam etmesi ve Filistinlilerin hareket özgürlüğünün kısıtlanması, bu düzenlemelerin adil ve etkili bir şekilde uygulanmasını zorlaştırıyor.

Soykırım İddiaları ve Uluslararası Tepkiler

Gazze'de yaşanan olaylar, uluslararası kamuoyunda büyük bir endişe yaratmış durumda. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak, sivillerin korunması ve insani yardımların ulaştırılması çağrısında bulunuyor. Ancak, bazı çevreler, İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin "soykırım" olarak nitelendirilmesi gerektiğini savunuyor. Bu iddialar, özellikle Gazze'de yaşanan can kayıplarının yüksekliği, sivil yerleşim yerlerinin hedef alınması ve insani yardım kuruluşlarının çalışmalarının engellenmesi gibi faktörlere dayanıyor.

Yazar Selma Savcı'nın dediği gibi, "Barış istiyoruz; fakat adalet, hesap ve direnişin haklılığı yok sayılarak kurulan bir barış kabul edilemez." Türkiye ve Müslüman ülkelerin kararlı tutumu, Gazze'nin gerçek sesi için belirleyici olacaktır.

Sonuç olarak, Trump'ın Gazze Planı, bölgedeki sorunlara kalıcı bir çözüm getirmekten uzak, içi boş vaatlerle dolu bir girişim olarak değerlendirilebilir. Planın başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, Gazze'deki insani krizin derinleşmesi ve bölgedeki istikrarsızlığın artması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle, uluslararası toplumun, Gazze'ye yönelik adil ve kalıcı bir çözüm bulunması için daha kararlı bir tutum sergilemesi gerekiyor.