Usta gazeteci Uğur Dündar, PKK'nın Turgut Özal'ın öldürüldüğü yönündeki iddialarına sert bir yanıt verdi. Dündar, Özal'ın çalışma temposu, sağlık sorunları ve beslenme alışkanlıklarına dikkat çekerek, suikast iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu. Peki, Uğur Dündar bu iddialara nasıl cevap verdi? İşte detaylar...
Uğur Dündar'dan Canlı Tanık Açıklaması
Uğur Dündar, PKK'nın silah bırakma ve fesih açıklamalarındaki bazı ifadelerin tartışmalara yol açması üzerine, Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili iddialara açıklık getirdi. "Canlı tanık olarak söylüyorum" diyen Dündar, Özal'ın cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı röportajlardan örnekler vererek, o döneme ışık tuttu. Dündar, Özal'ın yoğun çalışma temposunun, kalp rahatsızlığının ve düzensiz beslenme alışkanlıklarının sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Dündar, Özal'ın ölüm nedeninin doğal sebepler olduğunu ve suikast iddialarının asılsız olduğunu belirtirken, şunları söyledi:
- "Turgut Özal, Türkiye için önemli bir liderdi. Onun ani ölümü hepimizi derinden etkiledi."
- "Özal'ın çalışma azmi takdire şayandı, ancak bu yoğun tempo sağlığını yıprattı."
- "Suikast iddiaları, o dönemde de çok konuşuldu ancak hiçbir zaman somut bir kanıt bulunamadı."
Özal'ın Sağlık Sorunları ve Çalışma Temposu
Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığı döneminde geçirdiği sağlık sorunları ve yoğun çalışma temposu, ölümünün ardından sıkça tartışılan konular arasında yer aldı. Uğur Dündar, Özal ile yaptığı röportajlarda bu konulara sıkça değindiğini ve Özal'ın sağlığına dikkat etmesi konusunda uyardığını belirtti. Özal'ın kalp rahatsızlığı olduğu ve sürekli olarak doktor kontrolünde bulunduğu biliniyordu. Ayrıca, Özal'ın yoğun programı ve stresli yaşam tarzı da sağlığını olumsuz etkileyen faktörler arasındaydı.
Uğur Dündar'ın açıklamaları, Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Dündar'ın canlı tanıklığı ve o döneme ait detaylı bilgileri, suikast iddialarının zayıflamasına neden oldu. Ancak, Özal'ın ölümü hala tam olarak aydınlatılamamış bir konu olarak Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir yer tutmaya devam ediyor.
